KONKORDATO MESELESİ
KONKORDATO MESELESİ
02.12.2022
KONKORDATO MESELESİ
22
Görüntüleme

Konkordato Meselesi

15 Mart 2018 Perşembe günü 30361 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 7101 sayılı Kanun” ile birlikte icra ve iflas hukuku müessesinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden en çok merak edilen konu ise ilga edilen iflas erteleme kurumu yerine uygulanmaya başlayan konkordato meselesidir. Bu yazımızda konkordato süreci ile ilgili merak edilen hususlar kısa ve öz bilgilerle açıklanmaya çalışılacaktır. Unutulmamalıdır ki hukuki süreçlerde önemli olan vakıalardır. Her bir vakıanın kendi içerisinde özenle irdelenerek o vakıaya uygun hukuki normların uygulanması gerektiğinden yazımızda belirtilen hususlar genel bir bilgilendirme amacına hizmet etmektedir.

 

 “KONKORDATO NEDİR?”

Piyasada meydana gelen birtakım değişiklikler, ekonomik koşullar, işlerin tahmin edildiği gibi gitmemesi, ticari hayatta yaşanan elverişsizlikler sebebiyle borçlunun mali durumunun bozulduğu durumlarda; borçlunun elindeki aktifler tüm borçlarını ödemek için yeterli olmayacaktır. Bu gibi durumlarda borçlunun tüm borçlarını ödemek zorunda bırakılması halinde; borçlunun elinde bulunan aktifler yalnızca bir kısım alacaklıların alacağının ödenmesine yetecektir. Buna karşılık diğer alacaklılar ise alacağına kavuşamayacaktır. Başka bir deyişle elini çabuk tutarak borçlunun mallarını haczettiren alacaklılar alacağını elde ederken; geç kalan alacaklılar ise bu yoldan elleri boş dönecektir. Bu gibi durumlarda borçlular ile alacaklılar arasında; ticaret mahkemesinin de tasdik etmesi suretiyle bir anlaşmaya varılır ve iş bu anlaşma uyarınca alacaklılar alacaklarının belirli bir yüzdesinden vazgeçer ve borçlu da anlaşılan orandaki miktarı alacaklılara öder. Böylece borçlu konkordatoda belirlenen kısmı ödemekle birlikte tüm borçlarından kurtulmuş olur.

 

ADİ KONKORDATO

Adi konkordato diğer adı ile iflas dışı konkordatodur. Bu konkordato türünde borçlu, iflas dışında konkordato sürecine girmekte ve iflasını önlemeyi amaçlamaktadır. Adi konkordato süreci 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ila 308 maddeleri arasında düzenlenmektedir. Zira mezkur kanunun 285/1 maddesi incelendiğinde;

Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.”

Denilmek suretiyle adi konkordato tanımlanmıştır. Aynı maddenin devamında ise adi konkordatonun safhaları incelenmiştir. Buna göre;

I- Borçlu veya iflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, Ticaret Mahkemesi’ne vereceği gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.

Burada yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için İİK 154. maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki ticaret mahkemesidir. Bu durumda iflasa tabi olan borçlu açısından yetkili mahkeme borçlunun muamele merkezinin bulunduğu (şirket ise şirket merkezi, gerçek kişi tacir ise işletme adresi) mahaldeki Ticaret Mahkemesi’dir. İflasa tabi olmayan borçlular yönünden ise borçlunun yerleşim yerindeki Ticaret Mahkemesi yetkili olacaktır.

 

Konkordato talebine;

a) Ön Proje ,

Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceği,

-Alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacakları,

-Ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağı hususu,

– Borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi

b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler,

Borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanunu’na göre hazırlanan son bilanço,

-Gelir tablosu,

-Nakit akım tablosu,

-Hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar,

-Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri,

-Borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler,

-Maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler,

-Tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler

c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste,

d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo,

e) Teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanaklarının,

 

Eklenmesi gerekmektedir. Önemli bir not düşmek gerekir ise, mezkur kanundaki değişik düzenleme, mali durumu gösteren bu belgelerin başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün öncesinden alınmasını şart koşmuş durumdadır.

 

II- Borçlu tarafından konkordato talebinde bulunulması halinde; mahkeme belgelerin eksik olup olmadığını kontrol eder. Belgelerin eksiksiz şekilde mevcut olduğu kanaatine varırsa ivedilikle geçici mühlet kararı vererek borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü tüm tedbirleri alır. Ancak konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, mahkeme borçluya makul bir süre vererek yukarıda sayılan belgeleri sunmasını ister. Borçlunun yukarıda belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Ancak borçlu belge ve kayıtları süresinde ve eksiksiz olarak sunamaz ise, mahkeme geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir.

Bu aşamada mahkeme geçici mühlet kararı verirse; konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir adet geçici konkordato komiseri görevlendirir. Fakat alacaklı sayısı fazla ise; mahkeme duruma göre üç adet komiserin atanmasına da karar verebilmektedir.

Geçici mühletin süresi üç aydır. Buna karşılık borçlunun veya geçici komiserin talebi üzerine geçici mühletin uzatılabilir. Ancak geçici mühlet en fazla iki ay daha uzatabilir.  Eğer uzatma talebinde bulunan borçlu ise; konu ile alakalı olarak geçici komiserin de görüşü alınır. Sonuç olarak geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki; mahkeme tarafından verilen geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. (İİK md 287)

 

GEÇİCİ MÜHLET KARARININ SONUÇLARI NELERDİR?(İİK Md. 288)

Mahkemece geçici mühlet kararı verildiği takdirde; söz konusu karar ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân edilecektir. Akabinde tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve gerekli görülen diğer kurum ve kuruşlara bildirilir.

Bu durumda borçlu hakkında konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hal olmadığını iddia eden alacaklılar var ise; bu ilândan itibaren yedi günlük kesin süre içinde bir dilekçe ile kararı veren mahkemeye itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını ispatlar nitelikteki delillerini mahkemeye sunmalıdır. Bu süre kanunda açıkça belirtildiği üzere kesin süredir. Geçici mühlet kararı kesin mühlet kararının sonuçlarını doğuracaktır.

 

KESİN MÜHLET KARARI (İİK Md. 289)

Mahkeme tarafından kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için;

– Borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı duruşmaya davet edilir.

– Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar. (Mahkemece gerekli görülürse, geçici komiser beyanı alınmak üzere duruşmada  hazır bulunur.)

– Mahkeme, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini inceler.

 

Tüm bu incemeler sonucunda Mahkeme; konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu kanaatine varır ise borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve dosyayı komisere tevdi eder. Ancak bazı durumlarda bu süre altı aya kadar uzatılabilir. Eğer komiser süre uzatım talebinde bulunur ise bu konuda gerekçeli rapor düzenler. Borçlu tarafından süre uzatma talebinde bulunulursa komiserin görüşü alınacaktır. Ayrıca uzatma kararı verilmeden önce alacaklı kurulunun da görüşüne başvurulur.

Mahkeme tarafından kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemekherhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir.

 

KESİN MÜHLETİN REDDİ & KONKORDATO KARARININ KALDIRILMASI (İİK Md. 291-292)

Konkordato talebi ile amaçlanan hedef borçlunun iyileşmesidir. Bu sebeple kesin mühlet sona ermeden önce komiser tarafından hedeflenen iyileşmenin gerçekleştiğine dair yazılı rapor düzenlenirse; mahkemece resen, kesin mühlet kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilir.

Buna karşılık aşağıdaki hallerden birinin gerçekleşmesi halinde de; mahkeme, kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.

– Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.

– Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.

– Borçlu, İİK 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa.

– Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.

 

KANUN YOLLARI (İİK Md. 293)

 Mahkeme tarafından verilen;

– Kesin mühlet talebinin kabulü ile, kesin mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.

 

Ancak mahkeme tarafından;

– Hakkında iflâs kararı verilmeyen borçlunun konkordato talebinin reddine karar verilirse, borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı bu kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Fakat bu aşamada bölge adliye mahkemesinin kararı kesindir.

 

KESİN MÜHLETİN ALACAKLILAR BAKIMINDAN SONUÇLARI  (İİK md 294-295-296)

Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.

 

-İSTİSNALAR-

1- İcra ve İflas Kanunu’nun 206. Maddesinin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. İcra ve İflas Kanunu’nun 206. Maddesi’nde belirtilen birinci sırada bulunan imtiyazlı alacaklar ise;

A) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları,

B) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları,

C)İflâsın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.

Bu alacaklar bakımından; alacaklıların borçluya karşı konkordato mühletinden önce başlamış oldukları haciz yolu ile takipler mühlet kararı ile durmaz ve bu alacaklılar konkordato mühleti boyunca borçluya karşı haciz yolu ile yeni takipler yapabilirler.

2– Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir. Ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. (İİK Md. 295)

3-Ayrıca hemen belirtmek gerekir ki; kanun maddesi lafzında yasaklanan husus mühlet içinde takip yapılmamasıdır. Buna karşılık konkordato mühleti içinde borçluya karşı dava açılabilmesi ve açılmış davalara devam edilmesi mümkündür.

4- Borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerin devamı sürecinde borçlunun konkordato talebinde bulunması halinde; borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına ya da borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Burada sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine de bakılmayacaktır.

Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez.

Ancak borçlu, konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir zamanda sona erecek şekilde feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olacaktır. (İİK Md. 296)

 

KESİN MÜHLETİN BORÇLU BAKIMINDAN SONUÇLARI (İİK md 297)

Konkordato mühleti içerisinde borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Burada iflastaki durumun aksine borçlunun yetkileri tümüyle sınırlandırılmış değildir. Borçlu mal varlığı üzerinde tasarruf yetkisine sahiptir ancak bunu komiserin denetiminde gerçekleştirebilecektir.

Zira mahkeme; mühlet kararı verirken veya mühlet içinde bazı işlemlerin geçerli olması için ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.

Ayrıca borçlu bazı işlemleri yalnızca mahkemenin izni dahilinde gerçekleştirebilir. Buna göre; borçlu mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüz kabul edilmektedir. Ayrıca mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.

 

ALACAKLILAR TOPLANTISI (İİK md 301-302)

Konkordato projesinin hazırlanması, alacaklıların bildirilmesi ve tahkikinin tamamlanması ile birlikte komiser; konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklıları toplantıya çağırır. Alacaklılar toplantısına komiser başkanlık eder.  Ayrıca komiser; borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Buna karşılık borçlu da gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.

Konkordato projesi;

a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya

b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.

Bazı alacaklılar ve bunların alacakları konkordatoya yazılmış olmalarına rağmen; çoğunluğu oluşturmada hesaba dahil edilmezler. Bunlar; İİK madde 206 ‘da sayılan birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ile borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşidir.

Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda konkordato tutanağı oluşturulur. Bu tutanak; kabul ve ret oylarını içerecek şekilde imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde yapılacak katılmalar da kabul olunur. Komiser, katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.

 

MAHKEME TARAFINDAN KONKORDATONUN İNCELENMESİ, TASDİK EDİLMESİ, KONKORDATONUN TASDİK KARARI (İİK Md. 304-305-306)

Mahkemenin konkordatoyu incelemesi:

Yukarıda belirttiğimiz üzere komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı mahkemeye tevdi etmesi ile birlikte; mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamayı başlatır. Kanun hükmü uyarınca mahkeme, “kısa bir zamanda ve herhâlde kesin mühlet içinde” kararını vermek zorundadır.

Karar vermek için duruşma günü tayin edilir ve İİK madde 288 uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de yapılan ilanda yazılır.

Buna karşılık konkordato hakkında yapılan yargılamada; mahkeme, kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği kanaatine varırsa komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Ancak bu sürenin altı aydan fazla olamayacağı kanunda açıkça belirtilmiştir.

Konkordatonun tasdik edilmesi için aranan şartlar:

Konkordatonun tasdik edilmesi kanunen bazı şartlara bağlıdır. Bunlar İİK madde 305’de açıkça sıralanmıştır. Buna göre;

a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması,

b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder),

c) Konkordato projesinin kanunda öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.

d) İİK 206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması,

e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.

Bu şartların gerçekleşmesi halinde mahkeme; konkordatonun başarı ihtimalini de göz önüne alarak konkordatonun tasdikine karar verirKonkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. (İİK Md. 307)

 

KONKORDATONUN TASDİK EDİLEMEMESİ (İİK md 308)

Yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda mahkeme; konkordatonun tasdiki için gerekli şartların mevcut bulunmadığı kanısına varırsa konkordatonun tasdiki talebini reddeder.

Konkordato tasdik edilmez ve mahkeme konkordato talebinin reddine karar verirse; bu karar İİK 288’inci madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir.

 

KANUN YOLLARI (İİK Md 308/a – 308/b)

Mahkeme tarafından konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde istinaf yoluna başvurabilecektir. Buna karşılık karara itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir.

Ayrıca Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılacaktır.

Buna karşılık alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler.

 

KONKORDATONUN HÜKÜMLERİ (İİK Md. 308/c)

1- TÜM ALACAKLAR İÇİN MECBURİ OLMASI: Tasdik edilmiş olan konkordato; konkordato mühleti kararından önce veya konkordatonun tasdik edilmesine kadar doğmuş olan bütün alacaklar için mecburidir. Ancak bu hükmü istisnaları mevcuttur. Şöyle ki;

– Rehinli alacakların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları 

– Bir malın aynından doğan amme alacakları (kamu alacakları)

– İmtiyazlı alacaklar (İİK md 206 uyarınca birinci sırada sayılan alacaklar)

İçin bu hüküm uygulama alanı bulmaz. Ayrıca kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir. Bunlar; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta masa borcu sayılır. Aynı kural karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerlidir.(İİK Md 308/c)

2- TAKİPLERE ETKİSİ: Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesi yani tasdik edilmesi ile birlikte; geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizler hükümden düşer.

3- VAATLERE ETKİSİ: Borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüzdür.

4- MÜŞTEREK BORÇLU VE KEFİLLERE ETKİSİ: Konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı (müşterek borçlu ve kefillere karşı) bütün haklarını muhafaza eder. Buna karşılık alacaklı konkordatoyu kabul etmiş ise müşterek borçludan ve kefilden ancak ve ancak konkordato şartlarına göre alacağını isteyebilir. Fakat bir alacaklı konkordatoyu kabul etmiş olsa dahi; kendi haklarını müşterek borçluya veya kefile ödeme karşılığında temlik etmeyi teklif etmiş ise ve toplantıdan en az 10 gün önce haber vermiş ise müşterek borçlu ve kefile karşı haklarını aynen muhafaza eder.

  

KONKORDATONUN FESHİ (İİK md. 308/e-308/f)

Konkordatonun kısmen feshi: (İİK Md 308/e)

Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle koşulu ile konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.

Kanun Yolu: Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.

 

Konkordatonun tamamen feshi: (İİK Md 308/f)

Borçlu konkordatonun yapılması esnasında dürüstlük kuralına aykırı hareket ederek, kötü niyet içeren bazı davranışlar sergilemiş ve bu yolla konkordatoyu kabul ve tasdik ettirmiş ise; konkordatonun feshinin talep edilmesi mümkündür. Buna göre; her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir. Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.

Saygılarımızla,

HAKAN DURAK HUKUK BÜROSU

PAYLAŞ

  • URL Kopyalandı